MUHTEŞEM SÜLEYMAN’IN KALBİNİN TÜRBESİ
Onuncu Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman, 30 Eylül 1520 de
İstanbul’da tahta çıkmış ve 45 yıl 11 ay 7 gün yani 46 yıl saltanat sürdükten
sonra Zigetvar kuşatması esnasında 1566 yılı 6/7 Eylül Cuma- Cumartesi gecesi
01:30 da 72 yaşına vefat etmiştir.
Kanuni’nin vefatının ardından Sokullu Mehmet Paşa askerlere hiç birşey belli etmedi. Kanuni
Sultan Süleyman’ın cesedi usulüne uygun, kimselere duyurulmadan yıkandı, namazı
kılındı ve iç organları alınıp, hemen yatağının altındaki toprağa gömüldü. Bedeni
tahnit edildi ve kokması önlendi, tabuta kondu. Ve gizli bir mezar kazılarak
tahtının altına geçici olarak defnedildi. Selanikî Tarihi’nde bu nokta şöyle anlatılır.
"Tabib-i
Hassa Kaynûsizâde ve İmâm-ı Sultanî
Derviş Efendi ve Rikâbdar Mustafa Ağa ve Hasan Ağa cümle on iki nefer kimesne
cesedin gaslidüp ve tekfin idüp namazın kılup, yapub gönderilen tabut ile taht
altına emanet konuldu"
Kanuni'nin
ölümü oğlu Şehzade Selim(Daha sonra II. Selim ünvanıyla anılmıştır) kırk sekiz
gün saklandı. Sanki Kanuni yazıyormuş gibi Hatt-ı Hümâyûnlar bile yazdırıldı.
Dönüş yolunda Hasan Ağa, Kanuni'ye benzediği için onun giysilerini giydi,
orduyu selamladı ve saltanat arabasıyla dönüş yolculuğu başladı. Bu yolculukta
hiç kimsenin bilmediği, duymadığı bir de ölü vardı ki, o da Kanuni Sultan
Süleyman, Muhteşem Süleyman, Büyük Türk ünvanlı koca bir padişahtı.
Diğer
bazı kaynaklarda cesedin tahnit edilmiş olduğundan bahsedilir. Hatta sonradan
oraya bir türbe de yapılmış olduğu söylenmektedir. Bu türbenin yeri Szigetvar
Kalesi ile Macarların Süleyman Köy dedikleri köyün güneyine rastlamaktadır.
Macarların oraya hâlâ "Türbek"
dedikleri tesbit edilmiştir. Kanuni’nin kalbinin orada gömülü olduğundan
bahsedilmektedir.
Osmanlı
devrinde ziyaretgah olan bu türbe sonraları bakımsızlık yüzünden harab olmuş ve
sonunda 17.yüzyılda katolik papazları tarafından kilise haline getirilmiştir.
Bu kiliseye şimdi "Türbek" veya "Türk Kilisesi" denir.
Şu
anda mezar taşı bile kaldırılmış olduğu için bazı bilen turistlerin oraya gidip
Kanuni’nin kabrini sordukça oradaki papazların;
“İşte Süleyman’ın kalbi buradadır!”
diye bir nokta gösterdikleri rivayet edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder