Şairlerin
dizelerini süsleyen, ressamların fırçalarına yön veren, aşıklara ilham kaynağı
olan İstanbul hakkında nice sözler söylenmiş nice şarkılar bestelenmiştir. Bu
sözler arasında öyle bir deyim vardır ki, tebessüm ettirerek İstanbul’u
anlamanızı sağlar.
Eskilerin
deyimiyle "İSTANBUL’UN HAVASINA VE KARISINA GÜVEN OLMAZ". İlk
okunduğunda argo bir tabirmiş gibi gelen bu deyim esasen derin bir mana ihtiva
etmektedir. İstanbul’un soğunun ve sıcağının belli olmayacağı, beklenmedik bir
anda kar veya yağmur yağabileceği ve yine hemen ardından enteresan bir şekilde
güneş açabileceği velhasıl; çoğu zaman mevsim dışı bir havasının olduğunu
anlatmaktadır. İstanbul’da yaşayanlar bunları çok iyi bilir ve halk arasında bu
deyim oldukça yerleşmiştir.
Osmanlı
padişahlarının bu durumu çok iyi algıladıkları ve İstanbul’un havasının
değişkenliğini iyi bildikleri aşikardır.. Öyleki;
Divan
Edebiyatının büyük şairlerinden Şeyh Galip, sık sık padişahın sohbet
toplantılarında bulunurdu.
Bir
gün yine böyle bir toplantı esnasında havaların kötü gitmesi konuşuluyordu.
Haziran ayına girilmiş olduğu halde, henüz sıcaklar gelmemişti. Üstelikte
yağmurlar şiddetle yağıyor bir türlü dinmek bilmiyordu.
Şeyh
Galip söz alarak;
-Efendimiz,dedi;
İstanbul’da ilk bahar yoktur sadece üç mevsim vardır.
Buna
karşılık III.Selim şöyle dedi;
-Hayır!
Yılın on iki ayına göre İstanbul’da tam on iki mevsim vardır. Bunların altısı
Karadeniz (İstanbul) Boğazı’ndan, altısı da Çanakkale Boğazı’ndandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder