Heryıl Çanakkale Savaşı’nın
sene-i devriyesinde
yapılan anma törenleriyle
türlü çalgılar,
konuşmalar, gösteriler
ve yürüyüşler eşliğinde
andığımız şehitlerden bir
Kur’ân-ı Kerim Hatm-i Şerîfini
çok görmek miydi Çanakkale Ruhu dedikleri
şey?
Çanakkale
Savaşı, Çanakkale Ruhunu anlamak adına yıllarca konuşuldu, yazıldı, seminerler
verildi ve akın akın insanlar Çanakkale’ye ziyarete teşvik edildi. Çeşitli
belediyeler Mehmedim’e selam sloganlarıyla beldelerindeki halkı hiç ücret taleb
etmeden Çanakkale’ye götürdü, yedirdi, içirdi şehitlikleri ziyaret ettirdi. Yalnızca
Türkiye’den değil dünyanın sair yerlerinden insanlar akın akın Gelibolu
Yarımadası’na gelerek ecdadına dualar etti.
Yapılan
programları izlerken, şehitlikler onarılıp abideleştirirken, kâh gözlerimiz
doldu, kâh dilimizden dualar süzüldü. Çünkü yıllar yılı adeta bir unutulmuşluk,
bir boşvermişlik bir vefasızlık vardı şehitlerimize.
Şimdi bizler
Çanakkale’ye gittiğimizde anıt mezarlar karşılar bizleri duygulanır Fatihalar
okuruz vatan toprağı için can veren ecdada. Ve belki de mutlu oluruz şimdiye
dek yapılmayan anıt mezarlar şimdilerde yapıldı, yapılıyor ve ya yapılacak
diye. Güzel şeyler yapıldı elbet, inkâr etmek hak yemek olur.
Ancak yıllar
yılı Çanakkale Şehitliklerine yapılan vefasızlık şimdilerde anıt dikmeyle ve
çeşitli anma törenleriyle telafi ediliyormuş gibi gösterilse de dikilen
anıtların ruhsuzluğu ve kimliksizliği, yapılan törenlerin hiçbir yakışığı
olmayan boş zırıltısı Çanakkale Ruhu denilen olayın maalesef hala anlaşılmamış
olduğunu açıkça gözler önüne sermektedir.
Ruhsuz ve
kimliksiz diyorum çünkü şehitliklerin isimler dışında kimliği yok. Diğer
ülkelerin anıt mezarları ile karşılaştırdığımızda aralarında hiçbir fark yok.
Kelime-i Tevhid ile can veren şehitler için yapılan şehitliklerde Müslüman
olduklarına dair herhangi bir ibare yok. Dışarıdan gelen turistler dahi durumu
eleştirirken, bizim idarecilerde hâlâ bilinç yok.
Bugün
Avrupa’ya ve ya Amerika’ya gidin ve oradaki mezarlıkları ziyaret edin Hristiyan
mezarları ile Çanakkale şehitlikleri arasında hiçbir fark olmadığını açıkça
göreceksiniz. Adı şehitlik ancak şehide rastlar bir emare yok.
Hiçbir anlam
ifade etmeyen beton yığınlarını bir araya getirmek miydi Çanakkale ruhu
dedikleri şey? Yoksa belediyelerin halktan topladıkları vergilerle akın akın
insanları oraya götürmek miydi? Mehmedim’e selam diyerek çıkılırken yola,
yetkililerin; acaba şehidlerimiz ziyarete gelinsin için mi verdiler canlarını
diye, kendi kendilerine sormaları gerekmez miydi? Din uğruna, iman uğruna,
hilafet uğruna, devletin bekası uğruna can veren şehidler canlarını bunun için
mi vermişlerdi. Din-iman bozulmasın, İslam’ın asırlardır bayraktarlığını yapmış
bir milletin iman ahlakı elinden alınmasın diye mukavemet gösterilmemiş miydi
düşmana?
Şimdi
soruyorum! Osmanlı mezar tarzı üslubunda mezarlar yapılamaz mıydı? Onların
mezarlarında dinlerini sembolize eden haç var, bizim şehitlerimizin mezarları
da Müslüman mezarlarına benzeyemez miydi? Dikilen anıtlarda Türk-İslam kültürü
birlikte anlatılamaz mıydı? Her yıl 19 Mart’ta yapılan törenlerde bir Kur’ân-ı
Kerim okutulamaz mıydı? Anzaklar bile her yıl ülkelerinin önde gelen din
adamlarını getirip dua ettirirken bizler de AYETLERLE DUALAR EDEMEZMİYDİK
DEVLET ERKÂNI OLARAK.
Ne yazık ki;
Çanakkale semalarında Allah’ü ekber nidaları ile can veren Mehmetçik şimdilerde
Turistlik gezilerle anılıyor. Üç-beş sütun, birkaç cam parçası ile ruhları şad
edildi sanılıyor. Gelir-gider, haram-helal kimsenin umurunda değil Mehmetçik
bile siyasete alet ediliyor.
Peki, nedir
Çanakkale;
Yüzbinlerce
insanın şehid olduğu, toprağın altmış yılı aşkın bir süre kan koktuğu, dede,
baba, oğul üç kuşağın vatanı korumak için kanının son damlasına kadar savaştığı
Çanakkale Savaşları, Türk’ün mukavemetini kırmak isteyen İtilaf Devletleri’ne
Türk’ün gücünü kanıtlamış, kendisini öldürmek isteyenlere son anında yaktığı
hakikat meşalesiyle cevap vermiştir.
Türk’ün
bayrağını yere düşürmemek, minareleri yıktırıp ezanı dindirmemek için yazılan
bir kurtuluş destanıdır Çanakkale.
Türk’ün
kendisini artık öldü sanan insanlığa verdiği en güzel cevaptır Çanakkale.
İtilaf Devletleri
tarafından masa başında toprakları dağıtılan Osmanlı halkının, dirilip ayağa
kalkması ile attığı Osmanlı Tokadıdır Çanakkale.
Savaş anında
bir milletin dinini-milletini özetlediği ahlak gücüdür Çanakkale.
Umudun
sönüp, ufkun karardığı, bir milletin sonbaharı yaşanırken yeşerttiği varoluş
baharıdır Çanakkale.
Türk’ü dünyaya
kanıtlayan, öldü denildiği anda yeniden dirilebileceğini anlatan, ölüsüyle bile
dünyaya nam salan bir varoluş destanıdır Çanakkale;
Gün gelecek
şehitlerimiz bunların hesabını elbet soracaktır.
Sormadan
sorgulamadan oralara gitmek değil, vatan uğruna can veren şehitlere layık
olabilmektir marifet. Çanakkale’yi turistlik gezilere uygun hale getirip ecnebi
usulü mezar yapmak değil, İslam ruhu ile şahlanan kahraman askere Müslüman
mezarı yapıp, gönüllere oturtabilmektir esas meziyet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder