ŞEHZADE CİHANGİR
Çok sevdiği
ağabeyinin cesedini..
çadır
önünde gören
Şehzade Cihangir’in
naif yapısı,
ve
hastalanarak hayatını kaybeder.
Kanuni
Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan’ın en küçük oğlu Cihangir, kambur olarak
dünyaya gelmişti. Ruhen duygusal bir karaktere, fiziken de narin bir yapıya
sahipti. Hastalıklı bedeni ve sırtındaki kambur nedeniyle babası ona “dünyayı
sırtında taşıyan” anlamına gelen Cihangir ismini vermişti.
Cihangir; Şehzadegân
mektebinde diğer şehzadeler gibi iyi bir eğitime tabi tutuldu ve ileriki
yaşlarında babası ve ağabeyleri gibi aruz veznini iyi kullanan bir şair oldu.
Hastalıklı ve hassas yapısı nedeni ile annesi ve sultan babası tarafından özel
bir ilgiye mazhar oldu. Hiçbir zaman diğer ağabeyleri gibi kılıç kullanamadı,
ata binemedi fakat güzel kalbi nedeni ile hep sevdi, sevildi.
Kanuni Sultan Süleyman bu
hastalıklı evladını ezelden beri çok sevmekteydi ancak Mustafa’nın idamından
sonra adeta tüm sevgisini Cihangir’e vermişti. O’nu yanından ayırmıyor, üzerine
titriyordu. Fakat Cihangir çok sevdiği ağabeyi Mustafa’nın cansız bedenini
çadır önünde gördükten sonra derinden üzülmüş, hayat sevgisini kaybetmiş
ve bu olayın etkisinde kalarak adeta yüzü gülmez hale gelmişti.
Şehzade Cihangir; çok sevdiği, değer verdiği
ağabeyinin ölümünün ardından günümüze kadar gelmiş olan şu beyti yazmıştır;
“Dir gören ebrûların
çaşmanunu;
Hance altunda yatur
saydolmuş âhûlar mudur?”
Bir müddet sonra hassas bedeni bu acıya dayanamayarak hastalandı. Babasının Nahcivan seferi sırasında
hep hastaydı. Ordu Halep’te konakladığı sırada sultan babasının kollarında can
verdi. Hanedan soyundan olmasına rağmen ömrü hastalıklar içerisinde geçen mahzun
şehzadenin hayatı 22 yaşında son buldu. 27 Kasım 1553 yılında hayata veda eden
Şehzadenin cenazesi İstanbul’a gönderilerek Şehzade Mehmed türbesine, ağabeyi
Mehmed’in yanına defnedildi.
Cihan padişahı Kanuni Sultan
Süleyman’ın evlat açısından kara yazgısı Mustafa’nın ölümü ile bitmemiş,
Mustafa’nın acısı ile dağlanan yüreğindeki yangın bu kez en küçük evladı
Cihangir’in kollarında can vermesi ile katmerlenmiştir. Uzun saltanatı boyunca
insanları imrendirecek kadar ışıltılı bir hayatın son demlerinde büyük çileler
çekmiş ve her yediği vurgunun ardından gönlünde yeni yaralar açılmıştır.
“Kolay değildir evladının
katline emir vermek ve kolay değildir kollarında ciğer paresinin erimesini
seyretmek.”
Nermin Taylan...
Taht Uğruna Baş Veren Canlar
"SIRADIŞI OSMANLI ŞEHZADELERİ" KİTABIMDAN....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder