31 Mart 2013 Pazar

SULTAN III. SELİM VE İSTANBUL MEVSİMLERİ




Şairlerin dizelerini süsleyen, ressamların fırçalarına yön veren, aşıklara ilham kaynağı olan İstanbul hakkında nice sözler söylenmiş nice şarkılar bestelenmiştir. Bu sözler arasında öyle bir deyim vardır ki, tebessüm ettirerek İstanbul’u anlamanızı sağlar.
Eskilerin deyimiyle "İSTANBUL’UN HAVASINA VE KARISINA GÜVEN OLMAZ". İlk okunduğunda argo bir tabirmiş gibi gelen bu deyim esasen derin bir mana ihtiva etmektedir. İstanbul’un soğunun ve sıcağının belli olmayacağı, beklenmedik bir anda kar veya yağmur yağabileceği ve yine hemen ardından enteresan bir şekilde güneş açabileceği velhasıl; çoğu zaman mevsim dışı bir havasının olduğunu anlatmaktadır. İstanbul’da yaşayanlar bunları çok iyi bilir ve halk arasında bu deyim oldukça yerleşmiştir.
Osmanlı padişahlarının bu durumu çok iyi algıladıkları ve İstanbul’un havasının değişkenliğini iyi bildikleri aşikardır.. Öyleki;
Divan Edebiyatının büyük şairlerinden Şeyh Galip, sık sık padişahın sohbet toplantılarında bulunurdu.
Bir gün yine böyle bir toplantı esnasında havaların kötü gitmesi konuşuluyordu. Haziran ayına girilmiş olduğu halde, henüz sıcaklar gelmemişti. Üstelikte yağmurlar şiddetle yağıyor bir türlü dinmek bilmiyordu.
Şeyh Galip söz alarak;
-Efendimiz,dedi; İstanbul’da ilk bahar yoktur sadece üç mevsim vardır.
Buna karşılık  III.Selim şöyle dedi;
-Hayır! Yılın on iki ayına göre İstanbul’da tam on iki mevsim vardır. Bunların altısı Karadeniz (İstanbul) Boğazı’ndan, altısı da Çanakkale Boğazı’ndandır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder